“Tek bir kimse geride kalmasın!” Ban ki-Moon,
– (Eski) BM Genel Sekreteri
“Bilgi, Işık’tır.”
– Damon T. Berry, “The Knowledge of the Forever Time”
2019 yılından bütün zamanlardan çok daha ümitliyim! Çünkü, İNSANLIK artık bir dönüm noktasındadır…
Ya ahmaklıklarımıza teslim olup kendimizi ve yeryüzünü topyekün infilak ettireceğiz!
Ya da…
Bircan ÜNVER
Şu anki Dünya Nüfusu 7.673.945.900 milyardır (31 Aralık 2018, NY saatine göre 12:38pm). Yeryüzündeki toplam insan nüfusundan“tek bir kimseyi geride bırakmayacak” öz ve hedefte henüz somut anlamda bir ortak bir yeryüzü polikası ve anlayışı ufukta görünmemektedir. Buna bugüne değin tek somut mekanizması, Binyılın Kalkınma Hedefleri deklarasyonuyla, Birleşmiş Milletler tarafından dünya ülkelerine ve genel kamuoyuna mal edilmiştir. Ancak, BM’nin gerek 2000-2015 ve gerekse 2015-2030 dönemindeki hedeflerini küresel boyut da tutturubilmesi için, BM’ye üye ülkelerden bu amaçla ayrılmış bütçeler, silah ve savunma sanayiine kanalize edilmiş bütçelere her bir ülke nezdinde karşılaştırıldığında görünen tablo maalesef devede kulak boyutundadır…
Yapılması gereken aslında bilinmeyen ya da imkansız olan birşey değildir!
Hatta çok temel ve basittir de…
Bunda tek bir temel önkoşul, yeryüzünü ve insanlığı korumaya yetecek güç ve kapasite her bir BM ülkesi üye devletler ve onları yöneten hükümetler ve liderlerinin bu yönde kararlı olması ve somut adım atmasıdır! Her biir kendi ülke ve vatandaşları kapsamında ve onların geleceği için… Oysa, görünen tablo hazındır. Çünkü, BM’ye üye ülkelerin çoğunluğu, BM’de ülkesi adına imzalamış olduğu Uluslararası İnsan Hakları Beyannamesi’nden Binyılın Kalkınma Hedefleri ve 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine…., hedeflere ulaşmak için olmaz ise olmaz somut adımları atmamaktadır.
Her bir ülke kendi acil insanı gelişme-geliştirme ekonomik, doğa-çevre temelini kurup, onun üstüne BM’de imzalamış olduğu “Sürdürülebilir İnsanı Gelişme” çerçevesinde inşa etmeye başladığı zaman ancak, bugün ki mevcut karanlık dünya politikaları da hızlıca bir iyileşme ve kendini yenileme sürecine girecektir…
BM’ye üye her bir ülke, lideri ve hükümeti, BM’de imzaladığı “İnsanı Gelişme, Sürdürülebilir Kalkınma, Demokratik Kurumların Güçlendirilmesi ve Dünya Barışı” kapsamında, her bir ülke BM nezdinde özellikle kendi ülkelerinde söz konusu andlaşma, kararname ve programları uygulamaya birinci derecede yükümlü tutulmalıdır. Hem imzalayıp hem de hiç imzalamamış ve hiç bir sorumluluğu yokmuş gibi bir yaklaşım ve uygulamanın da bir sonucudur bugün BM’nin dünya kamuoyunda, mevcut temel sorunları aşacak yegane bir güç ve global bir kuruluş olarak algılanmıyor ve hatta etkisiz görülerek sürekli eleştirilere maruz kalıyor olması…
Yeryüzüne Uzay’dan yada uçaktan bakıldığı zaman hiçbir sınır, din, dil, güç, zengin-fakir ayrımı yoktur. Çünkü hepimiz aynı gemide ve hatta aynı kavonuzun içindeyiz… Buna rağmen, sözümona yeryüzünün en gelişmiş beyinleri ve en değerli kaynakları, yapmak değil, “ÇATIŞMA/SAVAŞ-TAHRİBAT-YIKIM” amaçlı kanalize edilmektedir.
Evet, bugün “düşman” diye tanımlanan ülkeler de başta ve o ülkelerde yaşayan her bir insan da dahil olmak üzere herkesin barış ve huzur içinde yaşaması inanın o kadar da gerçekdışı/ütopist bir görüş değildir.
Gerek her bir ülke ve gerekse küresel düzeyde tüm silah-savunma, biyolojik ve nükleer silahlar dahil ayrılmış olan bütçenin %15’nin “İNSANLIĞI” ayrım yapılmaksızın bir bütün içinde iyileştirmeye ve geliştirmeye kanalize edilmesiyle YERYÜZÜ ve İNSANLIK’ın hızla kendini tahribe gidişi tersine dönüştürülmesi mümkündür… Bu anlayışın en küçükten en büyüğe dünya ülkelerinde uygulanmaya başlanmasıyla yeryüzü ve insanlık da hızlıca iyileşmeye başlayacaktır.
Bu süreç, “içinde bulunduğumuz yeryüzü beşiğinden” de çıkıp tek bir “İNSAN” türü/insan ırkı olarak, başka gezegenlere yelken açabileceğiz sürece de hızlı bir geçişin temellerini atacaktır.
Onun için ya bir an önce mevcut gidişatı tersine çevirip, aklımızı başımıza devşireceğiz…
Ya da dönüşü olmayan topyekün bir yıkım ve tahribata doğru gideceğiz…
Karar ve Seçim: Hem her bir ülke dünya lideri ve iktidarlarında hem de her birimizde…
Eğer gerçekten “Geride tek bir insanın kalmaması” yürekten hedefleniyorsa başkaca da çıkış yoktur.
Onun için, 2019 yılının bu yönde önemli somut adımlar atılacağı ve karanlığa ve topyekün tahribata doğru gidişatın hızlıca tersine, iyileştirmeye doğru dönüştürülebileceğini öngörüyorum…
İşte bu nedenle, o ülke bu ülke değil, hep birlikte ve küresel olarak ortak aklın ve insanlığın ortak geleceği için köklü değişikliklerle birlikte sağlam temeller atmalıyız. Aynı zamanda, hepimizin ve herbirimizin yeryüzüne geliş amaç ve YAPICI ve en başta “insan olma” yolunda kendinimizi daha fazla zaman kaybetmeden olgunlaştırmanın günlük hayatımızın önemde birinci sırasında yer vermek zamanı geldi ve geçmekte… ARTIK bu treni yakalamak ve bir an önce, “İNSAN OLMA VE İNSANLIĞI GELİŞTİRME” ve yeryüzü ile başka gezegenleri birbirine bağlayan trene mümkün olan en kısa sürede hep birlikte atlamak zorundayız!
Zaman artık, 5 milyon yılı aşkın “Yeryüzü ve İnsanlık Tarihi”ne dayanan içinde yaşadığımız “Yeryüzü Beşiğinden” çıkmak zamanıdır. Yeryüzünü tahrip ederek değil, koruyarak ve her zaman geri dönebileceğimiz ve her yeryüzü vatandaşının ortak bir evi olarak özenle ve titizlikle koruyacağımız, sahip çıkacağımız ve gözümüz arkada kalmadan başka gezegenlere gidebileceğimiz bir sürecin de eşiğindeyiz…
Ya bu zaman dilimini değerlendirip, insanları ve ülkeleri birbirine kırdırmadan o ülke şu ülke bu ülke, o din, bu din şu din, zengin-fakir, güçlü-güçsüz demeden ve hiçbir ayrım yapmadan, tek bir İNSANLIK IRKI olarak devasa UZAY’daki başka gezegenlere yelken açacağız…
Ya da…
….
Bunu başaramazsak, karanlık öngörüler ve inatla sürdürülmekte olan karanlığın önüne geçemezsek, değil 3000 yılını, kimbilir belki 2050 ya da 2100’u dahi torunlarımız ve İNSANLIK göremeyebiliriz!
Zaman artık UYANMAK ve BİLGİ’ye sahip çıkmak ve bilginin pür IŞIĞI doğrultusunda, doğrunun, varoluşumuzun öz’üne doğru; akıl-beden-ruh parçalanmadan bu yolculuğa bir an önce hazırlanmamız gerekir… Ve en başta her birimiz kendi içinde akıl-ruh-bedeni bir araya getirirken, bencilliği ve hırsı dışarıda bırakarak, önce kendi içimizde bir aşamadan geçmeliyiz… Öz itibariyle, önce kendimizle barışık olmalıyız… Aynı zamanda yeryüzünde bir bütün olarak ya GEÇMİŞ değer ve hesaplara tutunarak TAHRİP ve YOKOLUŞU ya da öz’de yeryüzüne geliş ve “İNSAN OLMA” yolunda bu kez “Ay’da küçük İnsanlık için Dev bir Adım”ı; her bir insan için yeryüzünde küçük bir adım ve insan olma yolunda ve geleceğe uzanmada ve geleceğimize sahip çıkma ve geleceğin temellerini bugünden atmada artık DEV BİR ADIM ATMA ZAMANI GELMİŞTİR!
KARAR VERME VE VAROLUŞ İLE YOKOLUŞ SEÇME arasındaki zaman ise giderek daralmakadir…
İşte bu nedenle, 2019 yılının bu vizyon ve ortak insanlık hedef ve geleceğinde yeni bir dönüm noktası olacağını öngörüyor ve ümit ediyorum. Bu ümit ile yeni yılın, tüm İNSANLIĞIN TEK BİR AİLE VE YERYÜZÜNÜN DE HEPİMİZ VE HERBİRİMİZ ve “tek bir kişi geride kalmadan” ve de şu an ki dünya nüfusunun 7.673.945.900+ (her an artmakta olan yeryüzü nüfusu için) SAĞLIK İÇİNDE GÜVEN, HUZUR VE MUTLULUK VEREN BİR EV OLMASINI YÜREKTEN DİLİYORUM.
U.S. Turkish Library Museum projesi, The Light Millennium Organizasyonu bünyesindedir. New York Eyaleti kanunları çerçevesinde resmen tüzel bir kişilik kazanarak, 17 Temmuz 2001’de kurumlaşmıştır. NGO/STK (Non-Governmental Organizations) statüsüyle, Birleşmis Milletler’in Kamu Bilgi Birimi’ne (United Nations Department of Public Information | UN.DPI/NGO #UNDPINGO) 2005 yılından itibaren üyedir.
Sosyal Medya: @lightmillennium #lightmillennium
@The Light Millennium @TurkishLibraryMuseum #TurkishLibraryMuseum