ADNAN ÇAKMAKÇIOĞLU’NUN 98. DOĞUM GÜNÜ’NE İTHAFEN
Yazan (kızı): Esi ÇAKMAKÇIOĞLU
Babam Adnan Çakmakçıoğlu’nu, pek çok okurunun bilmediği yönleriyle, eserlerini bilen ve bilmeyen ve de tüm “çocuklara barış içinde bir dünya” bırakmak isteyen, kitap ve sanat severlere, kendisinin nadir bilinen özelliklerini tanıtmak için bu yazıyı sizinle, özellikle, 27 Mayıs doğum günü için ve ithafen (27 Mayıs 1922 – 2 Şubat 1998) paylaşıyorum.
TurkishLibrary.Us’e, bana anılarımda yaşamaya devam eden babamı tanıtma fırsatı verdiği için teşekkür ederim.
Babam Adnan Çakmakçıoğlu, öncelikle tam bir klasik müzik tutkunu idi. Keman çalardı. Çocukken hep orkestra şefi olmak istemiş, ama genç yaşında babasını, erkek ve kız kardeşlerini kaybedince diğer iki kardeşine, ve annesine bakmak icin öğretmen olarak çalışmaya karar vermiş. İstanbul Üniversitesi – Matematik ve Astronomi bölümlerini tamamlarken, eşzamanlı olarak, Pedagojik formasyonunu Yüksek Öğretmen Okulundan almış.
Ölümünden bir süre sonra, elime geçen bir davetiyeden öğrendim. 28 Nisan 1945 yılında, henüz Üniversite son sınıfta iken yazdığı Gelincik Ülkesi isimli, üç perdelik Operetini C.King Proctor müziği ile yazmış, Cemil Türkarman ve K. Erbilgil tarafından hazırlanmış, ve Arnavutköy Boğaziçi Lisesi, Ilk Orta ve Lise öğrencileri tarafından oynanmış.
Klasik müzik ailemizin günlük hayatının bir parçası idi. Annem anlatmıştı. Kardeşim Can ve ben halıya oturur, çaldığı klasik müzik plaklarını dinletirken, o da bize müziği hayata geçirir, kuğuların, atların, doğanın hikayelerini anlatırdı. Öyle büyüdük.
Evde piyano vardi. Sık sık bir kaç müzik öğretmeni arkadaşı ile bir araya gelir, çalışırlardı. Onları seyrettiğimi hatırlıyorum. Köroğlu Operası‘nı yazıyorlardı, ama sonra ne oldu bilmiyorum. Müzik tutkusu tüm hayatı boyunca devam etti.
Üniversite’den mezun olduktan sonra Antalya, Kars, Sivas liselerinde müdür ve matematik öğretmeni olarak çalışmış (1947-51). Sonrasında, Balıkesir’de önce Maarif Müdürlüğü yapmış (1952), daha sonra Necati Eğitim Enstitüsü Müdürü olmuştu (1954-60). O yıllarda her Cumartesi Şehir Klübüne akşam yemeği için giderdik, ve yemekten sonra anne ve babalar Tango yapardı! Dans etmeyi de çok severdi.
Şiirleri 1943 yılından itibaren İstanbul ve Varlık dergilerinde yayınlandı. 1960 larda yine Adnan Ardağı ismi ile Varlık dergisine hikayeler yazdı, ve ayrıca karikatürleri ve şiirleri ile de tanındı.
1954 yılında, ABD de ‘Çocuklar İçin Yazmak‘ seminerine devam etti. 1956 da Avrupa Konseyi’nin eğitim ile ilgili bir organizasyonunda Türkiye’yi temsil etmek üzere M.E.B tarafından bir ay icin Fransa’ya gönderildi. Daha sonra da 1957 de tekrar 8 ay Amerika’ya Idare Yönetim üzerine çalışma yapmaya gittiğinde ‘Yabancı Gözüyle‘ yaptığı karikatürler Washington International Centre‘daki kütüphanede sergilenmiş. Washington Post hem onun uzerine haber yapmış, hem de karikatürlerini yayınlamıştı.
Çok iyi bir karikatürist idi. Ben Uzak Doğu’da mimar ve kentsel tasarımcı olarak çalışırken (1994-2000) annemle beni ziyarete gelmişler, Brunei’de 40 gün, Hong Kong’da 2 ay kalmışlardı. ‘Yabancı gözüyle‘ çizdiği karikatürleri Brunei Hava Yolları mecmualarında da yayınlanmıştı. Hong Kong izlenimleri ise Discovery Bay, Lantau adasında sergilenmiş, ve daha sonra ise Hürriyet gazetesinin bir hafta sonu ekinde yayınlanmıştı.
ERDEK
Ayrıca bir Erdek sevdalısıydı. Balıkesir Necati Eğitim Enstitüsü’nde Müdürlük yaparken öğretmen aileleri için Erdek’te, eski taş İlkokul’da yaz kampları başlatmıştı. 1958 de Erdek Festivali‘nin başlamasına büyük katkısı olmuştu. Ankara Devlet Opera ve Balesinin gösterilerine, ve Hikmet Şimşek yönetiminde 20-25 kişilik orkestrası ile klasik müzik konserlerinin yapılmasına önayak olmuştu. Erdek meydanına getirilen balıkçı kayıkları üzerinde resim ve karikatür sergileri açılırdı. Daha sonra büyük balıkçı motorları üzerinde şiir ve edebiyat sohbetleri düzenlenirdi. Motor denize açılır, gün batımında demirler, ve sohbetler başlardı. Orta okulun 1 metre yüksekliğinde duvarları özenle beyaza boyanır, sonra çocuklar üzerine resimler yaparlardı.
Ankara’ya tayin olduktan sonra (1960) resmî okullarda ve Devlet Konservatuarında öğretmenlik yaptı, ama Erdek‘e her yaz giderdik. Erdek festivallerine danışmanlığı devam etti, ve ölümüne kadar Belediye binasının girişinde bir oda ona tahsis edildi.
1964 yılında Millî Eğitim Bakanlığı Basılı Eğitim Malzemeleri Hazırlama Merkezi Müdürü ve Baş editörü oldu. (3) (O yıllarda ona OTDU rektörlüğü teklif edilmişti ancak önce master ve doktora yapması gerekiyordu, istemedi. Daha önce de yine ayni şekilde Londra kültür Ateşeliği soz konusu edilmişti. Detaylarını bilmiyorum).
Çocukları çok severdi ve en iyi arkadaşları çocuklardı. Hastanede yarı komada yatarken de hep çocuklarla konuşurdu. Ben 1998 yılbaşında beraber olmak icin Hong Kong’dan İstanbul’a gelmiştim. Beklenmedik bir şekilde hastalanınca, hastaneye kaldırılmıştı. O süreçte, her gün Bostancı’dan deniz otobüsüne biner, hastaneye babamı görmeye giderdim. Bir gün yarı yolda birden bire, sözleri babama ait olan, “Bir Dünya Bırakın Biz Çocuklara” şarkısı çok yüksek sesle çalmaya başladı, herkes şaşırmıştı. Babamı o gün kaybettik (2 Şubat 1998).
ÇOCUKLAR
Bir gün annemle olan bir konuşmalarına tanık olmuştum. Annem torun sahibi olamadıkları için üzüldüğünü dile getiriyordu. Babam cevap verdi; “Niçin üzülüyorsun, bütün çocuklar bizim!”
Cumhuriyet gazetesinin Kitap Eki (31.10.91, sayı 88) babamin Yapi Kredi Bankası tarafından yayınlanmış “Trampet‘ isimli kitabının tanıtımında şöyle yazıyor:
“Trampet bir öykü kitabi. 12 öyküden oluşuyor. Çocuk düşleri, dostluk, iyilik, yardımlaşma üzerine birbirinden güzel öyküler hepsi de. Anadolu’nun çeşitli yerlerinde öğretmenlik yapmış olan Çakmakçıoğlu’nun basılmış yüzlerce çocuk öyküsü var. Çeşitli kesimlerden çocukların dünyalarını vermeye çalışan yazar, öykülerinin sonunda hep bir soru işareti bırakıyor, çocuklar kendi düşleriyle tamamlasınlar diye. Kitap ilkokul çağındaki çocuklara yönelik.
Adnan ve Lütfiye Çakmakçıoğlu’ların kızı olarak bu dünyaya geldiğim için ne kadar şanslı olduğumu çok sık hatırlıyor, düşünüyorum. Dünyayı kavrayış ve anlayışımda, bana yön verdiler. İkisinin de vefatından sonra (babam 1998, annem 2012) destekleri devam ediyor. Özellikle babamın desteği inanılmaz. Son yirmi senedir, kendi mesleğim olan mimarlık ve kentsel tasarım (www.esi-idc.uk) yani sıra Ruhsal alanda çalışmalarım ve yayınlarım var. Bu konudaki çalışmalarımı yayınladığım internet sayfasında (www.artofspirit.co.uk) babamın sevgi ve destek mesajları hem bana hem de tüm çocuklara devam ediyor.
Adnan Çakmakçıoğlu’nun eserlerinin tüm dokümünü yapmak istersem, 18 sayfayı geçer. O nedenle aşağıdaki genel başlıklar altında özetliyorum:
RADYOFONIK ÇOCUK OYUNLARI, RADYO ÇOCUK OYUNLARI, TELEVİZYON OYUNLARI, ATATÜRK DESTANI, MÜZİKLİ ÇOCUK OYUNLARI, ÇOCUK MÜZİKALİ, TELEVİZYON FİLM SENARYOSU, RESİMLİ ŞARKI KİTAPLARI, ORTA DERECELİ OKULLAR İÇİN PİYES, ÇOCUKLAR İÇİN ROMANLAR, ÇOCUKLAR İÇİN HİKAYELER, ŞİİRLER, İNGİLİZCE ve TÜRKÇE ÖYKÜLER, HALK EĞİTİMİ YAYINLARI (FARKLI YAZARLARDAN), ERDEK ŞİİR/FOTOĞRAF/RESİM ve YAZILARI.
_ . _
Fotoğraf-Kaynak: Bu yazının girişindeki Adnan Çakmakçıoğlu’nun keman ile fotoğrafı
İlişkin diğer bağlantılar:
Türkçe
https://www.artofspirit.co.uk/single-post/2015/12/20/AN-INCREDIBLE-MESSAGE-OF-LOVE
Türkçe
https://www.esicakmakcioglu.com/single-post/2018/04/12/GERÇEKTEN-TESADÜF-MÜ-2.
DüzceYerelHaber.Com
http://www.duzceyerelhaber.com/Ali-Turer/59436-NECATi-EGiTiM-FAKULTESi-TARiHiNDEN-ADNAN-CAKMAKCIOGLU-1922-1998——-
Sosyal Medya: @lightmillennium #lightmillennium
LinkedIn @The Light Millennium @turkishlibrarymuseum #TurkishLibraryMuseum
The US Turkish & Library Museum (TLM) web sitesi, The Light Millennium kuruluşu bünyesindedir (2001, New York). Bu sitede ki yayınlar, etkinlik ve bülten içerikli yayınlar hariç, yazılı izin alınmadan kopyalanamaz-çoğaltılamaz. Teşekkür ediyoruz. TLM.