“Savaş zamanı olaylarının trajedilerini bükmeye çalışan ve tarihsel gerçekleri kabul edip barış yapmayı reddeden sorumsuz politikacılar ve radikal gruplar her zaman olacaktır. Atatürk I. Dünya Savaşı’ndan sonra Yunan kuvvetlerinin Anadolu’dan çekilmesinden sorumlu olsa da, O’nun Yunanistan’a karşı barışçıl bir politika izlemeye yönelik samimi girişimi, zamanın Yunanistan Başbakanı Elevtherios Venizelos tarafından memnuniyetle karşılanmıştı. Venizelos, 1934 yılında Atatürk’ü Nobel Barış Ödülü’ne aday göstererek, O’nu ” barış davasına değerli bir katkı yapan ” büyük bir reformcu ” olarak övdü.”
“Bir ulusun hayatı tehlikeye girmedikçe, savaş bir cinayettir.”
– Mustafa Kemal Atatürk, Greko-Türk savaşı (1923, Adana)
WASHİNGTON’daki ATATÜRK HEYKELİNE SOSYAL MEDYA ÜZERİNDEN SALDIRI
Birkaç gün önce ABD Başkenti Washington’daki Atatürk Heykeli’nin photoshop yapılmış bir fotoğrafı sosyal medyada yayınlandı. Heykelin önüne yerleştirilmiş gibi görünen işaret aslında sahte bir imge, “fotoşoplanmış” bir imge; ancak gene de, bu fotoğraf ve sosyal medyada yayınlanan yazı, “tüm hayatı boyunca hiçbir ayırım yapmadan halklar arasındaki uyum ve işbirliğinin geliştirilmesi için çalışan büyük hümanist ve uluslararası barışçı Mustafa Kemal Atatürk”e (Unesco beyannamesi, 1981) karşı haksız yere yapılmış nefret dolu bir saldırıdır.
Atatürk yaşamı boyunca övgüler almıştır ve günümüzde hala birçok tarihçi, devlet adamı, gazeteci, sanatçı, şair ve sosyal bilimci tarafından övülmeye devam edilmektedir. Ama o “ölümsüz kalmak için övgüye ihtiyaç duymayan bir kahraman” dır…Atatürk’ü, kendisi iktidara gelmeden önce gerçekleşen olaylarla ilişkilendirerek itibarını azaltma girişimleri hiçbir sonuç vermeyecektir.
Savaş zamanı olaylarının trajedilerini bükmeye çalışan ve tarihsel gerçekleri kabul edip barış yapmayı reddeden sorumsuz politikacılar ve radikal gruplar her zaman olacaktır. Atatürk I. Dünya Savaşı’ndan sonra Yunan kuvvetlerinin Anadolu’dan çekilmesinden sorumlu olsa da, O’nun Yunanistan’a karşı barışçıl bir politika izlemeye yönelik samimi girişimi, zamanın Yunanistan Başbakanı Elevtherios Venizelos tarafından memnuniyetle karşılanmıştı. Venizelos, 1934 yılında Atatürk’ü Nobel Barış Ödülü’ne aday göstererek, O’nu ” barış davasına değerli bir katkı yapan ” büyük bir reformcu ” olarak övdü.
Başbakan Venizelos, Atatürk’ün barışa olan bağlılığına inanan ve ona hayran kalan tek Yunan devlet adamı değildi. Halefleri Panagis Tsaldaris ve Ioannis Metaxas da Atatürk’ün Türk-Yunan ilişkilerine barış getirme kararlılığına büyük saygı duyuyorlardı. Ioannis Metaxas, modern Türkiye’nin mimarı hakkında şunları söylemişti:
“… Yunanistan, Türkiye Cumhuriyeti’nin ünlü lideri, kahraman askeri ve aydınlanmış kurucusunu takdir etmektedir. Başkan Atatürk’ün, ortak idealler ve barışçıl işbirliği çerçevesinde Türk-Yunan ittifakının gerçek kurucusu olduğunu asla unutmayacağız. Çözülmesi bile düşünülemeyecek sorunları hallederek, iki ülke arasında dostluk bağları geliştirdi. Yunanistan, soylu Türk milleti için değiştirilemez bir gelecek yolu belirleyen bu büyük adamın gayretli anılarını koruyacaktır. “
Metaxas’ın bu sözleri, Yunan, Ermeni ve Süryani guruplarını temsil ettiklerini belirten bazılarının iddialarının aksine, iki ülke arasında böyle bir tarihsel sorunun veya suç eyleminin olmadığını gösteren en açık kanıttır.
“Ülkede barış, dünyada barış”
Atatürk’ün sloganı “Ülkede barış, dünyada barış” idi. Birçok çatışma ve savaş yaşadıktan sonra, “Bir ulusun hayatı tehlikeye girmedikçe, savaş bir cinayettir.” demiştir (1923, Adana) Greko-Türk savaşı sırasında Atatürk’e karşı savaşan ve savaş esiri düşen Yunan subayları, anılarında O’nun kendilerine karşı duyarlılığını ve nezaketini hep nitelendirmişlerdir..
Atatürk’ün yüce kişiliği ve büyük liderliği dünya çapında tanınmıştır ve anısı, Atatürk’ün doğumunun yüzüncü yılı olan 1981 yılında BM ve UNESCO tarafından “Dünyada Atatürk Yılı” ilan edilerek onurlandırılmıştır. Bu uygulama, dünyada ilk ve tektir. “Atatürk Yüzyılı” na ilişkin karar şöyledir:
“Uluslar ve uluslararası barış arasında anlayış ve işbirliği için çalışan kişiliklerin gelecek nesillere örnek olacağına inanarak,
“Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün doğumunun yüzüncü yıldönümünün 1981’de kutlanacağını hatırlatarak,
“UNESCO’nun yeterliliği ile ilgili tüm alanlarda olağanüstü bir reformcu olduğunu bilerek,
“Özellikle sömürgecilik ve emperyalizme karşı verilen ilk mücadelenin lideri olduğunu kabul ederek,
“Dünya ulusları arasındaki anlayış duygusunun ve kalıcı barışın dikkat çekici bir destekçisi olduğunu ve tüm hayatını renk, din ve ırk ayrımı olmaksızın halklar arasındaki uyum ve işbirliğinin geliştirilmesi için çalıştığını hatırlatarak,
“UNESCO’nun 1981 yılında, hedefi dünya barışını teşvik etmek, uluslararası anlayış ve insan haklarına saygı olan Atatürk’ün kişiliğinin ve eylemlerinin dünyasını tanıtmak amacıyla uluslararası bir sempozyum için hem entelektüel hem de teknik planlar konusunda Türk Hükümeti ile işbirliği yapması gerektiğine karar verildi.
Atatürk’ün Türkiye’nin komşularıyla ve hatta eski düşmanlarıyla barışçı ilişkiler kurma ve sürdürme çabalarını açıkça detaylandıran birçok başka tarihsel gerçek de vardır. Bu tarihsel gerçekler onun insanlık için yaptığı büyük eylemlerin kanıtıdır; heykelinin fotoğrafına yapıştırılan, hiçbir dayanağı olmayan bildirgede yazıldığı gibi “insanlığa karşı suçlar”ın kanıtı değil….
.Atatürk 1915-1916 yılları arasında Gelibolu yarımadasının ANZAC istilasına karşı savunmasını bizzat yönetmiş olmasına rağmen, Avustralyalılar ve Yeni Zelandalılar, Atatürk’ün eşi görülmemiş “istilacı bir ordunun ölülerini kucaklamak” kararı sayesinde, eski düşmanları Türkiye ile köklü bir dostluk kurmuşlardır; ve Türkiye her yıl Anzak gününde kaybettikleri babalarını, dedelerini anmak için Gelibolu’ya akın eden yüzlerce Avustralyalı ve Yeni Zelandalı’ya kucak açar.
Bir diğer tarihi gerçek de, Atatürk’ün verdiği emirler kapsamında, Türkiye’nin, zulüm gören Yahudilere yaptığı davetin, 1933-1945 yılları arasında Nazi Almanyasından kaçan 200’den fazla önde gelen siyasi göçmenin hayatını kurtarmış olmasıdır.
Türk hükümeti, Temmuz 1933’te, Alman Bilim Adamları için Acil Yardım Teşkilatı’ndan (Notgemeinschaft Deutscher Wissenscbaftler im Ausland) aldığı yardım talebine cevaben, Almanya’da zulüm görmekte olan üst düzey bilim insanları, doktorlar, ve bestecilere (Yahudi ve Yahudi olmayanlar), yenilenmekte olan yüksek öğretim sisteminde görevler vermiş, hayatlarını kurtarmıştır. Ünlü teorik fizikçi Albert Einstein’da zulüm gören Yahudi alimler için Türkiye’de güvenli bir yer sağlamada rol oynamıştır ve hatta ABD’de İleri Araştırma Enstitüsü’nü seçmeden önce kendisine sunulan Türkiye’de çalışma teklifini bile düşünmüştür..
Atatürk’ün mirası olan barış ve insanlık için birlik mesajı sonsuza dek yaşayacaktır.
ABD’nin 35. başkanı John F Kennedy’nin şu sözleri Türk Milletinin eşsiz liderinin vasıflarını mükemmel bir şekilde özetler:
“Tarihi başarılarıyla Atatürk, bu yüzyılın en büyük liderlerinden biriydi (20. yüzyıl). İnsan ideallerinin yükselen bir figürüydü. Olağanüstü liderliği ve askeri dehası ülkesi için çok şey başardı; önce savaş alanlarında, daha sonra ulusunu maddi ve ruhsal olarak inşa etmede… Yenilmiş bir imparatorluğun küllerinden modern ve egemen bir devlet yarattı. Büyük bir barış yapıcı, nihai bir reformcu ve bir meşale taşıyıcısıydı. Sadece ulusunun kalbini değil, ezilen ulusların kalbini de kazandı. Hepimiz onu özlüyoruz. “
– . –
Kaynak: Amerika Atatürk Derneği
Associated with the United Nations Department of Global Communications
#Ataturk #DunyaBarisi #AtaturkSociety #UNWithCivilSociety
Sosyal Medya: @Ataturk_Society | Atatürk Society
@lightmillennium | #lightmillennium
LinkedIn @The Light Millennium @turkishlibrarymuseum #TurkishLibraryMuseum
The US Turkish & Library Museum (TLM) web sitesi, The Light Millennium kuruluşu bünyesindedir (2001, New York). Bu sitede ki yayınlar, etkinlik ve bülten içerikli yayınlar hariç, yazılı izin alınmadan kopyalanamaz-çoğaltılamaz. Teşekkür ediyoruz. TLM.