ARAŞTIRMA YAZISI – Bölüm III – Yazan: Naci KAPTAN
DÜNYA SİLAHLANDIKÇA YOKSULLAŞIYOR…
“Dünya Bankası, artan yoksulluktan küreselleşme politikalarını sorumlu tutmak bir yana, bu politikalar uyarınca gerçekleştirilen reformların “yeterince başarılı” biçimde yürütülmemesinin yoksulluğu arttırdığını saptıyor.”
II. SİLAHLANMAYA AYRILMIŞ OLAN PAY, BM’nin 2030 HEDEFLERİ ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGELDİR.
I. 2030 BM SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA HEDEFLERİ VE SİLAH ÜRETİMİ
YOKSULLUKLA MÜCADELE
“Yoksullukla mücadele”, 1990’lardan 2000’lere geçerken egemen gündemde daha merkezi bir yer edinmeye başladı. Dünya Bankası, 2000/2001 Raporuna “Yoksulluğa Saldırı” adını verdi ve Banka Başkanı James Wolfensohn, bu rapora yazdığı önsözde Bankanın “yoksullukla mücadele misyonunu” çalışmalarının merkezine aldığını bildirdi. [ World Bank, World Development Report 2000/2001: Attacking Poverty, s. v. ]
Gerçekte, 90’ların sonlarında yoksullukla mücadele, bir dizi başka uluslararası girişimin de konusu olmuş, Birleşmiş Milletler’den, Bretton Woods kuruluşlarına ve G-8 toplantılarına değin “uluslararası topluluk”, son birkaç yıldır adım adım “yoksulluğu azaltma” amacında “uluslararası bir uzlaşma“ya (consensus) ulaşmıştı.
Ne var ki bu uzlaşma, ne yoksulluğun nedenlerini doğru ve özeleştirel bir biçimde saptıyor, ne de bu nedenleri ortadan kaldırmaya yönelik bir açılımı benimsiyor. Üçüncü Dünyada yoksulluğun azaltılmasının biricik çıkar yolu olarak neoliberal küreselleşmeden başka bir vizyona da yer verilmiyor:
Dünya Bankası, artan yoksulluktan küreselleşme politikalarını sorumlu tutmak bir yana, bu politikalar uyarınca gerçekleştirilen reformların “yeterince başarılı” biçimde yürütülmemesinin yoksulluğu arttırdığını saptıyor. [ African Development Bank, Asian Development Bank, European Bank for Reconstruction and Development, Inter-American Development Bank, International Monetary Fund and World Bank, A Globalized Market-Opportunities and Risks For the Poor, Global Poverty Report 2001, July 2001, (www.worldbank. org/poverty/library/G8_2001.pdf), (1.11.2001).]
Yukarıda görüldüğü gibi Başta Birleşmiş Milletler Topluluğu olmak üzere, Dünya Bankasıyla birlikte önde gelen Uluslarası kurumlar “yoksulluğu azaltma” amacında “uluslararası bir uzlaşma”ya ulaşmalarına rağmen Yoksulluğun nedenleri ve çözümleri konusunda etkin bir çalışma yapılmıyordu. Hatta Dünya Bankası desteklemekte olduğu Küreselleşme politikalarının yoksulluğu tetiklemekte ve önüne geçilmesinde de etkin bir faktör olduğunu gözden kaçırıyordu.
Kurulduğu yıllardan bu yana uluslararası kalkınma gündeminin ana aktörü olmaktan vazgeçmeyen Dünya Bankası’nın 2000’li yıllar için geliştirdiği yeni kalkınma vizyonu, yoksulluğu azaltmak bir yana, küresel dengesizliği arttıracak özelliklere sahiptir. Bu vizyonun odak noktasında, yerel koşulların merkeziyetinin tanınması yatmaktadır. Vizyonun birinci ilkesi yerelliktir. [ James D. Wolfensohn, A Proposal for A Comprehensive Development Framework, (www.worldbank.org/ cdf/cdf-text.htm), (27.09.2001)]
ABD’nin 11 Eylül sonrasında açıkladığı Dört Yıllık Savunma Gözden Geçirme Raporundan 66 da, ABD’nin “küresel imparatorluğu”nu kurma amacıyla hareket ettiği ve dünya liderliğini paylaşma niyetinde olmadığı anlaşılmaktadır. Uluslararası deniz, hava sahalarını ve uzayı ABD’nin hakimiyet alanları olarak gören bu rapor, dünyanın her bölgesinde müdahaleye hazır ABD askeri bulundurmaya devam edileceğini ve kritik coğrafi alanlarda ABD güçlerinin hareket kabiliyetinin arttırılacağını açıklamaktadır. Müdahale alanı küreselleştirilirken, ABD’nin ulusal çıkarları da “küresel çıkarlar” olarak tanımlanmaktadır. Bu “savunma” raporu, gerçekte bir “saldırı” raporudur: “Düşman bir devletin rejimini değiştirmek ya da ABD’nin stratejik amaçları karşılanıncaya dek yabancı bir toprağı işgal etmek”, bu “savunma” stratejisine dahildir. [Quadrennial Defense Review Report, September 30, 2001, (www.comw.org/qdr/qdr2001.pdf), (30.11.2001). ] (1)
Bir yandan küreselleşme önlenemez bir şekilde yükselirken silahlanma da büyük oranda artmıştır. Terazinin bir kefesine BM 2030 Hedeflerini , diğer kefesine de silahlanmayı koyduğumuzda görülecektir ki BM 2030 hedefleri ve içeriği olan Yoksulluğa ayrılacak olan payın nerede ise tamamı silahlanmaya gitmektedir.
02 mayıs 2018 tarihinde
https://www.sipri.org/ Küresel askeri harcamaların 1,7 trilyon dolara eriştiğini açıklıyordu
(Stockholm, 2 Mayıs 2018) Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI) yeni rakamlarına göre, toplam dünya askeri harcamaları 2017 yılında 1739 milyar dolara, 2016’dan itibaren de yüzde 1.1’lik marjinal bir artışa ulaştı.
Çin’in askeri harcamaları 2017’de yeniden yükseldi ve 20 yıldan uzun süredir devam eden harcamalarda artış eğilimi devam etti. Rusya’nın askeri harcamaları 1998’den bu yana ilk kez düşerken, ABD’nin harcamaları ikinci yıl için sabit kaldı. SIPRI Askeri Harcama Veritabanının kapsamlı yıllık güncellemesine bugün www.sipri.org adresinden erişilebilir. SIPRI Yönetim Kurulu Başkanı Büyükelçi Jan Eliasson, “Yüksek dünya askeri harcamalarını sürdürmek ciddi bir endişe kaynağıdır. Dünyadaki çatışmalara barışçıl çözümler arayışını zayıflatıyor, ” dedi. (2)
KÜRESELLEŞME, SİLAHLANMA, YOKSULLUK VE ÖLÜMLER
BM yetkilileri uyarıyor:
Önlem alınmazsa 20 milyon kişinin altı ay içinde açlıktan ölme riski var
25 Nisan 2017
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Başkanı José Graziano da Silva, FAO Konseyinin 165. oturumunun açılışında teşkilatın Roma’daki Genel Merkezinde yaptığı konuşmada, önlem alınmaması halinde altı ay içinde Güney Sudan, Somali, kuzeydoğu Nijerya ve Yemen’de 20 milyon insanın açlıktan ölme riski ile karşı karşıya kalabileceğini söyledi.
Silva, kuraklık ve çatışmalar nedeniyle ortaya çıkan kıtlığın bir çok kişinin ölümüne ve toplumların parçalanmasına yol açabileceğini söyledi.Silva, “Kıtlığın tek sonucu insanların ölmesi değildir. Toplumsal istikrarsızlığı artırıyor ve yoksulluk ve yardıma muhtaçlığa dayalı bir döngünün onlarca yıl varlığını sürdürmesine neden oluyor” dedi.
FAO Konseyi, seçimle belirlenen 49 ülkeden oluşuyor ve teşkilatın programları ve bütçesini denetliyor ve tavsiyelerde bulunuyor.FAO Konseyi hafta boyu sürecek toplantılarda kıtlıkla karşı karşıya kalan ülkelerde ve bazı bölgelerinde kıtlık ilan edilmiş olan Güney Sudan’daki durum hakkında da bilgi alacak. (3)
DÜNYA SİLAHLANMAYA DEVAM EDİYOR
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) 2016 yılı silahlanma harcamaları raporunu açıkladı. Buna göre dünya genelinde silahlanmaya ayrılan bütçe artıyor.
Küresel silahlanma harcamaları 2011 yılından beri ilk kez yeniden artış kaydetti. Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) göre 2016 yılında dünya genelinde ülkelerin silahlanmaya ayırdığı miktar toplam 1 trilyon 686 milyar dolar. Bu rakam 2015 yılına oranla yüzde 0.4 fazla. Özellikle askeri açıdan güçlü olan ABD, Çin ve Rusya’nın silahlanma harcamalarının yükseldiği dikkat çekti. Suudi Arabistan gibi bazı ülkeler ise silahlanma harcamalarını azalttı ancak bunu siyasi nedenlerden çok petrol fiyatlarının düşmesi nedeniyle ekonomik gerekçelerle yapmak zorunda kaldılar.
Bonn’daki Uluslararası Silahsızlanma Merkezi’nden (BICC) siyaset bilimci Marius Bales, harcamalardaki artışın uzun süredir gözlenen bir eğilimi yansıttığını belirterek, “10 yıl öncesinden farklı olarak günümüzde diplomasi ve uluslararası kuruluşlara önem verilmiyor. Bunun yerine bazı ülkeler silahlanma ile güvenliklerini sağlamaya dikkat ediyor” diyor.
Gerginlikler çoğalıyor
Siyaset bilimci Bales’e göre Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesi, Güney Çin Denizi’ndeki gerginlik, Ortadoğu’daki savaşlar silahlı çatışmaların daha da yayılabileceği korkusunu besledi. Diğer yandan uluslararası kuruluş ve enstitülere duyulan güven de kayboluyor. Birçok ülke giderek sadece kendisine güveniyor. Ulusal orduların önemi büyüyor. Bu da silahlanma harcamalarının artmasına neden oluyor.
Bu durum hali hazırda askeri açıdan donanımlı ülkeler için de geçerli. Örneğin ABD silahlanma harcamalarını yüzde 1,7 artırarak 611 milyar, Rusya yüzde 5,99’luk artışla 69,2, Çin ise yüzde 5,4’lük artışla 215 milyar dolara çıkardı.
Kriz bölgesi Ortadoğu
En önemli kriz bölgelerinden birisi Ortadoğu olmaya devam ediyor. Suriye savaşı çatışmaları daha da sertleştirdi. Böylece bölgedeki aktörlerin silah harcamalarını da artırdı. SIPRI raporunu hazırlayanlardan ekonomist Nan Tiam, “Edindiğimiz bilgiler Rusya’nın Suriye’deki angajmanının 2016 yılında yaklaşık 464 milyon dolara mal olduğunu gösteriyor” dedi.
Buna karşılık Suudi Arabistan’ın askeri harcamaları azalma gösterdi. 2015 yılında yüzde 9’dan yüzde 13’e çıkan silahlanma harcamaları geçen yıl yaklaşık yüzde 10’a düştü. Bu durumda petrol fiyatlarındaki düşüşün etkisi var. Ekonomist Nan Tian, Suudi Arabistan’ın gelirinin yüzde 80’ini petrol satışından elde ettiğine dikkat çekerek, petrol fiyatlarındaki düşüş nedeniyle Suudi yönetiminin bütçenin her alanında kesintiye gitmek zorunda kaldığını belirtiyor.
Suudi Arabistan-İran gerilimi
Bonn’daki Uluslararası Silahsızlanma Merkezi’nden siyaset bilimci Marius Bales, Suudi Arabistan’la İran İslam Cumhuriyeti arasındaki gerilimin bu durumdan etkilenmediğini, iki tarafın da müzakerelere şans tanımayarak askeri yöntemlere ağırlık verdiğini kaydediyor.
Ancak bölgedeki temel gerginlikler de askeri harcamaların artmasına neden oluyor. Siyaset bilimci Bales, “Umman dışında Ortadoğu’daki bütün ülkeler şiddetli çatışmalara katılıyor. Petrol fiyatlarının düşmesi harcamaları azaltmış olmasına rağmen, bölgedeki gerginlikler silahlanma konusunda bir değişikliğe yol açmıyor” dedi.
Deutsche Welle Türkçe’den Kersten Knipp’in yorumu: Doğu Avrupa’da Rusya korkusu
“Avrupa’da da askeri harcamalar arttı. SIPRI araştırmacılarına göre Avrupa’daki silahlanma harcamalarında yüzde 2.6’lık artış dikkat çekiyor. Bunda başı Orta Avrupa ülkeleri çekiyor. SIPRI raporu yazarlarından Siemon Wezemann, bu artışı özellikle Orta Avrupa’daki birçok ülkenin Rusya’yı giderek büyüyen bir tehdit olarak görmesine dayandırıyor. Wezemann Rusya’nın 2016’daki askeri harcamalarının NATO ülkelerinin sadece yüzde 27’sine denk geldiğine de dikkat çekiyor.
Siyaset bilimci Marius Bales savunma harcamalarının artırılmasının gerçekten de istikrar getireceği konusunda şüpheli. Bales, Rusya’nın kendini tehdit altında hissetmesi durumunda Avrupa’nın Doğu ile Batı arasında yeni bir silahlanma yarışının ortasında kalacağına dikkat çekiyor.” (4)
– Naci Kaptan, Bölüm III / Devam edecek
KAYNAKLAR
(1) http://www.muharrembalci.com/hukukdunyasi/alintilar/509.pdf
Yasemin Özdek (Küresel Yoksulluk ve Küresel Şiddet Kıskacında İnsan Hakları)
(2) https://www.sipri.org/media/press-release/2018/global-military-spending-remains-high-17-trillion
(4) http://www.dw.com/tr/dünya-silahlanmaya-devam-ediyor/a-38555399
SİLAHLANMAYA AYRILMIŞ OLAN PAY, BM’nin 2030 HEDEFLERİ ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGELDİR.
– Posted on 11 May 2018.
Turkish Library Museum is under the umbrella of The Light Millennium Organization, which is officially formed based in New York in 2001. NGO Associated with the United Nations Department of Public Information since 2005.
https://turkishlibrary.us | http://www.lightmillennium.org