Ana-Konuşmacı – Sunum:
Dr. Ayşe GOLOĞLU SOYER
“Bizim Hükümetimiz, Ulusal egemenliği, ulusal iradeyi gerçekleştiren Halk Hükümeti’dir. Halkçılık, sosyal düzenini çalışma esasına dayatmak isteyen sosyal bir meslektir. Arkaüstü yatmak ve çalışmadan yaşamak isteyenlerin sosyal topluluğumuz içinde yeri yoktur.”
– Mustafa Kemal Atatürk
“…bulunur kurtaracak bahtı kara maderini”
– Namık Kemal’in beytine Atatürk’ün yanıtı
GİRİŞ: Dr. Ayşe Goloğlu Soyer, “Milli Mücadele Tarihi” ve “Cumhuriyet Tarihi” adlı iki kitap dizisinin (toplam 9) yazarı Mahmut Goloğlu’nun (1915 – 1982) kızıdır, aynı zamanda.
Dr. Goloğlu Soyer, Cumhuriyet döneminin yetiştirmiş olduğu etkin edebiyatçı ve sanatçıların aile içinde olduğu bir aile içine doğup-büyümüş.
Edebiyat, kitap ve sanata düşkünlüğü de bu nedenle olsa gerek, Türkiye’de ve gerekse Amerika’da yaşamının ayrılmaz bir nirengi noktası olarak devam etmiş ve etmektedir de…
Dr. Goloğlu Soyer, 2001 yılında kendi mesleği nörolog–doktorluktan emekliye ayrılmasını takiben, babası yazar Goloğlu’nun, özellikle 1968-1974 döneminde kendi imkanlarıyla yayınlamış olduğu, “beyaz seri” olarak tanımlanan ve tükenmiş olan 9 dizilik kitap serisinin, modern Türkçe ile ikinci baskısının yayınlanmasında, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları‘nın da “eğer siz editörlüğünü üstlenirseniz” serinin 2. basımını yaparız, talebiyle, Dr. Goloğlu Soyer için ikinci baskıların editörülüğü üzerinde uzun dönemli titiz bir çalışma süreci başlar. Nihayet 2. baskılar, 2013’de TürkİşKültür Yayınları tarafından yayınlanır.
Bu seriden, özellikle geçtiğimiz 29 Ekim çerçevesinde ve Cumhuriyet’in Kuruluşu’nun 96. Yıldönümünün kutlanması nedeniyle, “The Light Millennium” öncülüğünde, “Cumhuriyete Doğru” (1921-1922) kitabını da ana tema aldık. Bu etkinlikte, Amerika-Türk Kadınlar Birliği ve Amerika Atatürkçü Düşünce ve Vatanseverler Derneği’yle de işbirliği çerçevesinde bu programi sunduk. Programda, adı geçen kitapların genel bir tanıtımı ile bu yayınlara karşı toplumda bir farkındalık uyandırma ve de Cumhuriyetin 96. yıldönümünü kutlamayi ortak bir amaç olarak tespit ettik. New York’ta Birleşmiş Milletler civarında, BM’ye üye bir Sivil Toplum Kuruluşu/STK (NGO) olmamız kanalıyla, “Salvation Army International Commission on Social Justice”ın oditoryumunda 29 Ekim 2019, Salı günü “Cumhuriyete Doğru” adlı etkinliğimizi işbirliğiyle sunduk.
Programın ana-konuşmacısı Dr. Ayşe Goloğlu Soyer’in yapmış olduğu slatlı sunum ile kitaplar hakkında ilişkin açıklamalı metni, etkinlik içeriğini de tüm ilgilisine ulaşılır kılmak amacıyla aşağıda yayınlıyoruz.
– Bircan Ünver, The Light Millennium & TurkishLibrary.Us adına…
Slayt sunumu >
“Tarih Yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan, yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır.” – Mustafa Kemal Atatürk
Cumhuriyetimizin ilanının 96. Yıldönümü hepimize kutlu olsun. Bize bağımsızlığımızla birlikte eşsiz bir yeniden doğuş efsanesi armağan eden atalarımızın ruhlarını birlikte şad edebilmemizde önayak olan yaratıcı, çalışkan, üretken arkadaşlarımızdan Bircan Ünver ve “The Light Millennium’un öncülüğünde, Amerika Türk Kadınlar Birliği ve Amerika Atatürkçü Düşünce ve Vatanseverler Birliğimizin işbirliğine; dileriz bu olumlu enerjiniz, ışığınız, çalışarak, paylaşarak, aydınlatarak hep çoğalsın…
“Çalışmak” basamağından, Atamızın bir sözü ile doğruca konumuza atlayalım. (Slayt-1 > Slayt sunumu )
“Çalışmadan yaşamak üzerine”
“Bizim Hükümetimiz, Ulusal egemenliği, ulusal iradeyi gerçekleştiren Halk Hükümeti’dir. Halkçılık, sosyal düzenini çalışma esasına dayatmak isteyen sosyal bir meslektir. Arkaüstü yatmak ve çalışmadan yaşamak isteyenlerin sosyal topluluğumuz içinde yeri yoktur.“
ATATÜRK (Cumhuriyete doğru 1.Baskı’dan alıntı)
Tanıtımını yapacağımız “Cumhuriyete Doğru “, bize böyle bir hükümet oluşturabilme mücadelesinin 1921-22 dönemini özetliyor.
Günün kitap sunumunda rahmetli babam Mahmut Goloğlu‘nun bir eserinin seçilmiş olmasından gururluyum.
Kitapların önsözlerinden aldığım iki alıntıyı, onun tarih çalışmalarındaki dinamizmin belkemiğini oluşturduğuna inancımla paylaşıyorum.
“Tarih Yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan, yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır.
“Mustafa Kemal Atatürk (SivasKongresi Önsöz | Slayt 3-4 Slayt sunumu)
Cumhuriyete Doğru önsöz:
Her ulus tarih olaylarını çok dikkatle izleyip bu yolla geçmişten ibret dersi almağa çalıştığı halde ne yazık ki memleketimizde buna hiç önem verilmiyor. Daha doğrusu şu ki, ulusal tarihimizin en doğru sayfalarını yabancı kitaplardan almaktayız. Özellikle, içinde yuvarlandığımız ve sadece bir tarih olayı değil, uluslar için bir tarih örneği olan Harekat-ı Milliye‘mizin nasıl başladığını ve nasıl şekillenip geliştiğini çoğumuz bilmiyoruz. Eğer bir süre daha geçerse olayları bilenlerin ya da tespit edenlerin insanlık gereği ölmeleri ya da ellerindeki belgeleri yitirmeleri gibi ihtimaller karşısında bulunuyoruz. Bundan ötürü vakit kaybetmeden Milli Mücadele Tarihini yazmalıyız.
(Operatör Emin Erkul, Bursa Mebusu, 28 Haziran 1922 | “Cumhuriyete Doğru” önsöz | Slayt 5 – Slayt sunumu)
Biz, masa başında dönemin sorunlarının boyutlarını tanımda dahi güçlük yaşayabilirken, o devrin büyükleri yaman bir ateş ortasında pek çok değişik konuda ileriyi görüp, masaya yatırıp inceliyorlar…. Yazarımızın bu insanlara ve onları yetiştiren ana kültürümüze çok büyük saygısı vardı. Genç kuşaklarımızın “yapana sadık” ve “okuyana saygılı” dille yazılan tarih kitaplarını hak ettiğine ve okuyacaklarına inancında da bu saygı rol oynamıştır.
Burada, kitapları 2. basıma hazırlama sürecini yaşamış bir emekli Nörolog olduğumun altını çizerek, Goloğlu’nun diğer kaynaklardaki yaşam özetlerinde bulamayacağınız bir sırrını da sizinle paylaşayım. Biliyorum ki; bu girişimin temel harcında “sevgi” olmasaydı bunca zorluk aşılamazdı….. 1943 de bastırdığı ilk kitabın adının, Sevda Masalları olması da rastlantı değil bence.. (slayt-6 | Slayt sunumu)
Bu Program için seçtiğimiz eser, aşağıdaki 9 ciltlik seridendir.
Babamın tarih ilgisi, sevgisi, araştırıcı çalışmaları gibi yazarlık eğilimi de gençlik yıllarından başlamıştır. Dulları o zaman maaş bile alamayan, muhacirlik yaşamış bir Sarıkamış şehidi yetimi olarak yetişmesi, 1923 TBMM 2.Meclis’te Trabzon Milletvekilliği yapmış kayınpederi Rahmi Eyüboğlu ile yakın sohbetleri, Gümrük Tekel Bakanlığı müfettişi olarak Anadolu’yu dolaşırken gördüğü memleket manzaraları, özellikle Trabzon’da staj ve avukatlık sırasında şahit olduğu “Çok Partili Demokrasiye geçebilme“mücadelesi onu politikaya yönlendirmiş, sosyal konularda günlük notlar almayı ve okumayı da hep sürdürmüştür. (slayt 8 | Slayt sunumu)
Cumhuriyete Doğru: Ek 10
Eserlerin özelliği, kitap ve süreli yayınlar gibi basılmış klasik kaynaklardan alınan bilginin, o zamanlar özel izinle görülebilen Osmanlı ve T.C. Meclis Zabıtları, Genel Kurmay Harp Tarihi Dairesi resmi yayınları ile karşılaştırılmış olması, anlatıların yer yer zabıtlardan diyaloglarla desteklenip renklendirilmiş olması, ayrıntılarını genelde EK bölümlerinde yer verdiği ,hiç basılmamış ilk el anılara yer vermesidir. Gerek yazar gerek okuyucudan hep tam not alan bir özellik ise kitapların okuma dilinin kolaylığıdır. (Slayt-9 – Slayt sunumu)
Başucu özlü sözü: “Bir milletin tavanında olursa cehalet, o milletin tabanında olur sefalet.” – Mahmut Gologlu (Slat-10 Slayt sunumu)
Geçmişine ve geleceğine olan sevgi ve saygısına yukarıda değindiğim tarihçimizin bu sözü, kendi kuşağının belirli bir tabakasına serzeniş kokar. Yazmanın yanısıra okumayı da hızlandırma dürtüsü ile Ankara’da bir bodrum katı alıp onu onu depo/ kütüphane ve çalışma evi haline dönüştürmüş, ülkemizin çeşitli ilerigelenleri ile “okuma günleri” düzenlemiştir.
Devrim Tarihi kitaplarının ilk 8 cildini 1968 -1974 yılları arasında daktiloda tek parmakla bir karbon kopya yaparak yazmış, kendi parasıyla Bates Yayınevine bastırmış, gazetelere ilan vermiş, İl Kütüphanelerine, Rektör ve Dekanlara, Politikacılara, Devletin yüksek mercilerindekilere, Lord Kinross’a dahi kendisi ve hesap ve dağıtım listesi de tutarak dağıtmıştır.
İlk baskılar “BEYAZ KİTAPLAR ” olarak piyasada tanınırken, Trabzon Tarihi, Halifelik, Atatürk konularında ayrı çalışmalarını da sürdürmüştür. Slat-11 Slayt sunumu
Demokrasiye Geçiş (1946 – 1950), Cumhuriyet Tarihi‘nin 4. Tüm Serinin 9. kitabıdır. Sağlık sorunlarıyla hazırlanması da gecikmiş olan son cilt “Demokrasi’ye Geçiş“, nihayet ve ilk kez bir alıcı bulmuşsa da, bundan çok mutlu olan babam 1982 de vefat ettiğinden eserin, Kaynak Yayınları tarafından basımını görememiştir…
(Slat-12 Slayt sunumu)
YENİ BASKI HAZIRLIK NÜSHALARI
Burada gördüğümüz gibi, yeni baskı hazırlığını da yapıyor ve düzeltmeler yanısıra yeni buluntularla yeni fikirler yeni ekler koyuyor. Bir yandan da 10. cilde başlıyor, vefatında daktilosunda 11.cildin ilk bölümü vardı.
(Slat-13 Slayt sunumu)
Beyaz’dan Kırmızı’ya
Bu “Değişim ” çok sancılı oldu. Zamanla depolar boşaldı. Sahafların deyişi ile “Beyaz kitaplar” a giderek artan rağbete, konunun uzmanlarından , öğrencilerden gelen taleplere rağmen yeni baskıyı yapacak güvenilir bir firma bulabilmemiz çok uzun zaman aldı. Bunun getirdiği yorgunluğu , bezginliği ise babamın “hazırlık ” nüshalarındaki eklerin , notların arasındaki “en iyisini yaratma” heyecanının kanatlarına yükledik uçurduk..Etrafımızda babamın bize mektupları, TBMM albümleri, zabıt cerideleri, kaynak kitaplar , yeni baskıları hazırlarken babamla ve bütün kahramanlarla birlikte yaşıyor gibiydik! Hepsinin ruhları sadolsun.
(Slayt-11 Slayt sunumu)
Ve Kırmızı Serisi giderek artan çok boyutlu bir “görev; duygusunu ödüllendirmek için yılmadan tekrar tekrar yaptığımız başvurular sonucu 2006 da İş Bankası Kültür Yayınları ile DEVRİMLER ve TEPKİLERİ ile başladığımız 2.basımı 2013′ de tamamladık. İlk ciltten sonra, yazarın istekleri doğrultusundaki ek ve düzeltmeleri girmekte editörlüğünü de yüklenip, eşimle birlikte onlarla paralel çalıştık. İyi bir iş çıkardığımıza yürekten inanıyorum. İş Bankası Kültür Yayınlarına da teşekkür ediyorum.
(Slat-14 Slayt sunumu)
Cumhuriyete Doğru: İçindekiler
1922-1923: Ekonomisi sıfırlanmış, yarı aç, bakıma muhtaç, savaş alanı ortasında “doğum yapmış” bir hasta gibiyiz. Ama dayanıyoruz, dayatıyoruz, “doğan kardeş” Milli gücü her yönden geliştirip güçlendirmeğe çalışıyoruz.
“İçindekiler” in dökümü , “Cumhuriyete Doğru” vitesinde iki yılda aşılabilen engeller, dönülen virajlar, verilen fire, sorunların boyutları hakkında bir fikir verebiliyor.
Cephede aşağıda kısaca değineceğim hayati olaylar olup biterken, arka planda olağanüstü sosyo-ekonomik önemi olan bir coğrafyada “iki kaya arasında” sosyo-ekonomik bir değişimin de sancılarını çekmekteyiz.
İmparatorluk gelişli olduğumuzdan, olup bitenlere kapalı bir toplum değiliz ama, sağımızdaki ve solumuzdaki sosyo-ekonomik sistemleri de henüz derinlemesine öğrenememişiz, milletçe bunu incelemiş hiç tartışmış değiliz.
Bu bölümde özellikle 1921 yılında sahne almış konular, bize içinde
bulunduğumuz durumun tehdidi ile “taraflaşma” hareketlerinin, nasıl
ivme kazanmış olduğunu gösteriyor.
(Slayt-15-16 Slayt sunumu)
Seyyare- i Yeni Dünya Gazetesi :
1921 yılı olaylarınIn hatırı sayılı bir bölümü solculuk girişimlerine ayrılmış. O yIllarda Eskişehir de Seyyare-i Yenidünya adında bir Bolşevik/İslam Gazetesi bile çıkıyor. (Slayt-19 Slayt sunumu)
Kitabımızda sıralanan konulara bir bakınız (slayt 20–22): Dış ilişkiler ve Komünizm, Aşırı sola karşı tedbirler, Çerkes Ethem, Türk İştirakiyun Fırkası, Nazım Resmor, Mustafa Suphi, Spartakisler, Sadık Ahi, Nazım Hikmet, Yahya Kahya olayları… Bunların her biri adeta hırsız- polis hikayesi tadında ama gerçek ve iç yakan bir arayış mücadelesini anlatıyor…
Cumhuriyete Doğru – sahife 72 ve 2. paragrafımızda öz bir aydınlatma var;
“….Mustafa Kemal Paşa, aşırı sağ ve sağcıları temizleyip tek elden millet idaresi alışkanlığına karşı halkın kendi kendini idare prensibini yerleştirmeye çalışmıştı. Bu uğurdaki çalışmalarında daima toplumun kalkınması ve gelişmesini esas tuttuğundan, sola yönelen gelişimden yararlanmış, hatta bu gelişime kolaylık göstermiş ve fakat bu gelişimi “ulusal sınır ” ve “ulusal anlayış” ile sınırlamış,”ulusal sınırlar içinde bağımsızlık” prensibini koymuş ve bu prensibe dayanan toplum düzenini de “halkçılık” olarak adlandırmıştı. “Halkçılık” anlayışının yerleşmesinde kendisinden yararlanılan sol akım, bu sınırı geçip aşırılaşınca, yani komünistlesince, onu da bundan önceki bölümde gösterilen şekilde önlemişti”.
Halledecek çok önemli bir iç meselesi olan Meclisin elinde, Başkent, İstiklal Marşı seçimi yanısıra, İtilaf Devletleri ile barış konusu da var.
Londra Konferansı bölümü İstanbul ile ilginç haberleşmeler ve Atatürk’ün çok değerli konuşmalarını içeriyor. Londra’ya hem Ankara hem İstanbul’dan birer heyet gönderiliyorsa da, Meclis grubunun, İtalya’yı araya sokarak konferansa direkt çağrılmayı başarabilmesinde milletimizin bağımsızlık uğrundaki direnişi, ordunun gücü ve İnönü zaferimizin rolünün altı çizilmiştir. Konferans’ da ilk söz verilen Sadrazam Kırım’lı Tevfik Paşa, büyük bir yurtseverlik örneği vererek milletin gerçek temsilcilerinin Ankara’dan gelen delegeler olduğunu bildirmesi de İngiltere de, “Bir Türk herşeyden önce bir centilmendir” sözünü yeniden canlandırıyor. (Slayt-17 Slayt sunumu)
EK 8: İKİNCİ GRUP ÜYELERİ :
Dönemin ikinci bir özelliği “Meclisteki gruplaşma” .
Bunun sebebi ve sonucunun önemiyle henüz cepheye göz atmadan burada soluklanalım:
390 kişilik ilk Mecliste en az 66 kişilik bir muhalif “ikinci grup” oluşmasının nedenine, “birinci grup” tanıtımı ile yaklaşabiliriz. Yazar, Mustafa Kemal Paşa’nın kurduğu Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu ile Erzurum’da kurulan Muhafaza-i Mukaddesat ve Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin esasta ve amaçta bir ayrılıkları olmadığına işaret ediyor. Paşa’nın Grubuna ait esas maddenin son fıkrasında “Grup, devlet ve millet kuruluşlarını anayasaya göre tespit etmeye ve hazırlamaya çalışacaktır”, denilmişken, TBMM’nin, 20 Ocak 1921 tarihli oturumda 85 sayılı kanun olarak çıkmış olup da ilk maddesi “Hakimiyet kayıtsız ve şartsız milletindir” olan Anayasa da, Sultanlık ve Halifelik hakkında bir hüküm yok.
Bazı kafalarda, gidilmekte olan yeni devlet düzenine ait sorular belirirken Mustafa Kemal Paşa, bu şartlar altında yeni bir devlet düzenine yönelişte güç kazanmak üzere kendi düşüncesindeki mebuslardan, kendi başkanlığı altında bir grup oluşturuyor. Bunu Meclis Başkanına bildirip, 23 Mayıs 1921 tarihli genelge ile yurdun her yanına duyuruyor. Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu BMM nin ilk kurulan grubu olduğundan Birinci Grup olarak biliniyor. İki grubun oluşu oturumları renklendiriyor, çekişmeyi arttırsa da sorunlara bakışın boyutlarını arttırıp genişletiyor. (Slayt-18 Slayt sunumu)
CEPHEDEN HABERLER:
Evde bunlar olup biterken biz bir yandan cephelerdeyiz!
İşgal altındayız…
Milli Mücadelemizin Batı Anadolu ‘da bir ilki olarak kabul edilen ve “…bulunur kurtaracak bahtı kara maderini” inancını, benzin dökülmüşcesine alevlendiren 1. İnönü ve ondan sadece birkaç ay sonra 2.İnönü zaferimizi kazanıyoruz.
Ve buraya hemen sevgili çocuk bayramımız 23 Nisan’ı (1920) yerleştiriyoruz.
Gaziantep teslim olmak zorunda kaldığı gün “gazi “olurken Türk dostluk ve kardeşlik antlaşmasında ne yazık ki Batum’u yitiriyoruz..
Aslıhanlar ve Dumlupınar Savaşlarındaki diretmelerimizi, Sakarya Savaşı ve Ankara İtilafnamesi başarılarımız izliyor…
Ama Hatay sorunu hala belirsiz.
Ve 1922 de Adana’mızın kurtuluşu, Başkomutanlık savaşı ve Büyük Zafer, ve Mudanya Ateşkes Antlaşması.
Her bölüm halkın, ordunun, meclisin inanılmaz dayanışmasını, özverisini, fedakarlığını göz yaşartırcasına yansıtıyor.
Mudanya Askeri Sözleşmesi’nin ardından TBMM’inde uzun görüşmelerle 1-2 Kasım gecesi Sultanlık kaldırılıp millete dayanan Büyük Millet Meclisimiz ile bağımsızlığımız ilan ediliyor…
Ve Halifelik de Sultan Abdülmecide devrediliyor.
* * *
Yazar Mahmut Goloğlu, anlatımını bizi 1922 yılı Meclis oturumlarına taşıyacak öğretici ve eğlendirici tutanak örnekleri le sürdürüp içerikte bahsi geçen bazı önemli Ek’ler ile sonlandırıyor.
Evet sonuç olarak, “Milli Mücadele Tarihi” ve “Cumhuriyet Tarihi“ni size Cumhuriyet’in 96. Yıldönümü’nde, özellikle “Cumhuriyet’e Doğru” cilti merkezde olmak üzere, New York’ta bu 29 Ekim günü, kısaca tanıttım.
Belirttiğim üzere, yazar Goloğlu kitapları, herkesin kolay okuması için ve de okumaya teşvik etmek amaçlı büyük özenle, günlük Türkçe dili ile yazmıştır.
Umarım bu iki seri ve 9 ciltten oluşan kitaplar, sizi de bu kitapları okumaya teşvik eder.
Ve New York’ta bu iki diziyi veya birini veya bir cilti okumak-okutmak ve tartışmak amaçlı bir kitap okuma grubu oluşturursanız, bu grup yada kitap klübünün okutacağı bir set kitabı şimdiden, bu amaçla hediye etmeyi de burada söz veriyorum.
Sunum zamanımız sona ererken gözlerim gözlerinizden bana ulaşan kıvılcımlara bakıp yaşarıyor.
Dilerim ki elbirliği ile başlatabildiğimiz bu Cumhuriyet Tarihi‘ni okuma heyecanını sürdürelim ve yaygın hale getirelim.
Katılımınız ve dinlediğiniz için çok teşekkür ediyorum.
Hepinize sevgiler, saygılar…
_ , _
Ana-Konuşmacı – Sunum: Dr. Ayşe GOLOĞLU SOYER
The Salvation Army International Commission on Social Justice
29 Ekim 2019, New York.
FOTO ALBUM (Etkinlikten diğer fotoğraflar…)
Dr. Ayşe G. Soyer’in, “Cumhuriyet Doğru” slayt sunumu
Bircan Ünver’s “Cumhuriyet’te İnsanı Gelişme’nin Önemi” slayt sunumu
• The U.S. Turkish Library & Museum Project is under The
Light Millennium Organization, Associated with the Department of Global
Communications of the United Nations – UN-DGC-CSO (formerly #UNDPINGO since 2005).
• Commercial Free – Public Benefit E-Publication
https://turkishlibrary.us | http://www.isikbinyili.org | http://www.lightmillennium.org
Social media @lightmillennium #lightmillennium @turkishlibrarymuseum