SUNUŞ: Bütün dünya Corona’lı bir dönemin içinden geçerken, hastaneler, TIP bilimi, doktorlar, hemşireler, tedavi için ilaç mı, aşı mı ilaç mı tartışması, virüs ile mücadele önerilerinin merkezie oturtuldu… Artık hem tüm medya yayınlarında hem de fiziki olarak Corona virüsü, yeni sınırlamalar ve normlar getirtip ve de dayatıp, neredeyse ülkemizde ve dünyada, yaşamımızın tümünün ele geçirdi, işgal etti… İşte tam da bu nedenle, Korona’ya ilişkin mini-yazı dizimize, yeni bir boyut getirmek istedik…
Bu kez, tabii en başta doktorlar, sağlık alanından olmak üzere zaman zaman konunun farklı alanlardaki uzmanlarıyla karşınıza çıkmayı hedefliyoruz. Ve bu yeni dizimizin ilki olarak da Opr. Dr. Levent Denis Şekerel ile yaptığımız söyleşiyi aşağıda ilginize sunuyoruz.
Söyleşi – 1: Demet DEMİRKAYA
[TurkishLibrary.Us] Corona pandemiği gündemi hala bitmedi. Zaten belki de yıllarca konuşulacak hatta belki de bizimle beraber yaşayacak yeni gerçeğimiz olacak bu virüs. Evcil hayvanımız gibi beslediğimiz hayatımızın içinde bizimle varolan heryere de taşıdığımız bir yeni gerçeğimiz olacak..alışacağız varlığına.
Ama bugünlerde, şu evlerimize kapatıldığımız veya hayattan sanki kısmen elimizi ayağımızı çektiğimiz, sosyallık bir tarafa yakınlarımızla görüşemediğimiz, ailemizin büyüklerimizin resim albümlerine dalıp dalıp gittiğimiz özlem dolu, yarını bilmezlik dolu, maddi manevi belirsizliklerin getirisi endişelerle dolu şu günlerde aklımıza gelen ne çok soru var..
Konunun ne çok spekturumu var, neresinden tutsan bir bilinmezlik hali ..bari mümkün olduğunca cevaplar arayalım sorularımıza.
Bundan hareketle farklı farklı meslek gruplarından konularında uzman profesyonellerin görüş ve bilgilerine başvurduğumuz söyleşiler ile aydınlanalım, bilgilenelim umuyorum..
– Doktorluk mesleğine ne zaman ilgi duydunuz? Ve Türkiye’de TIP eğitimi görme koşulları, kalitesi sizce nasıl?
TIP eğitimine Lise yıllarımda ilgi duydum. Bunun biraz da sebebi mesleğin getirileriydi. Hem insanları iyi etmek, hatta hayatlarını kurtarabilmek hem de bundan iyi bir gelir de temin etmek ki, özellikle benim zamanımda geliri iyi idi mesleğimin.
Kolej ve fen lise mezunları kazanabilmek açısından da şanslıydı Tıp eğitimini. Çünki TIP Fakültesi sınavlarını sadece ilk yüzde 1’e giren öğrenciler kazanabiliyordu.
– Branş/ Alan seçimi konusunda kararınızı belirleyen unsurlar ne oldu?TİP branşınızı seçim konusunda bu,eğitiminiz esnasında mı yoksa bu mesleği uygulamaya başladıktan sonra mı şekillendi?
Branş seçiminde beni Cengiz ağabey dediğimiz bir doktor olan aile dostumuz etkiledi. Onun mesleğine duyduğu sevgi sanıyorum bu seçimde bana ışık oldu. Ben TIP fakültesinin ilk yılından beri ürolojiyi düşünmüştüm.
– TIP mesleği genelinde ve tabii sizin branşınız özelinde, en güç/zorlayıcı temel konular nelerdir? Ve aynı zamanda, en heyecan verici ve sizi mesleğinizin zirvesine getiren unsurlar nelerdir?
En zorlayıcı özelliği uzun eğitim, nöbet sıklığı diyebilirim.
En heyecan verici yani ise ameliyat ertesinde hastanın iyileşmesindeki mutluluk..ona da bize de yansıyan..
İnsiyatif kullanılabilinen meslek olması ve devamlı olarak güncel olarak tüm tıbbi değişim ve ilerlemeleri takip etme arzusu diyebilirim.
– Üniversite sınavları bu Haziran ayı sonunda. Neredeyse kapıda sınavlar, özelikle doktor olmak isteyen gençlere teşvik amaçlı neler önerirsiniz?
Zorlu eğitim ve yorgunluktan korkmuyorlarsa, toplumda her daim saygı gören meslek istiyorlarsa, yurdışına açılma arzuları varsa ve manevi tatminin yüksek olduğu bu mesleğe ilgileri varsa, doktorluk kutsal mesleklerden biridir. Bunun için eminim çok özveri gerekliliğinin de bilincindedir tüm gençlik ve öğrenciler.
– COVID-19’a ilişkin, herkesin sorduğu genel bir soru..Siz mesleğin içinden ve araştırmalarda en güncel konuları dünya çapında yakınen takip eden bilim insanları olarak, Covid-19 sizce bir laboratuar üretimi virüs olabilir mi?
Ben, daha önce var olan bir virüsün, mutasyona uğrayarak bizi gafil avladığına inanıyorum. “Komplo teorilerinin” laboratuar üretimi olduğunu düşünüyorum.
– Covid-19 adeta tasarlanmış olduğu izlenimi, Bill ve Melinda Gates Vakfı, Dünya Ekonomik Forum’u ve John Hopkins Üniversitesi işbirliğiyle 18 Ekim 2019 tarihinde, New York ‘ta gerçekleştirmiş olduğu, aşağıda kısa tanıtım ve bağlantılarını vermiş olduğum “EVENT 2001, PANDEMIC EXERCISE“ konusundaki görüşleriniz nedir?
Bence doğal mutasyona uğramış bir virüs. Hastalık etkeni olduğundan böylesine bir komplonun imkansız olduğunu düşünüyorum.
– Genel anlamda, Türkiye’nin COVID-19 mücadele performansını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu çerçevede, Türkiye hangi bilimsel konu ve bulgularla Covid-19 ile mücadeleye katkıda bulunmuştur?
Performansta 2 kriter önemli bence.
Hasta tedavisinde başarılı buluyorum, bunun sebebini de sağlık personeli ve eğitmenlerinin kalitesi açısından.
Ama hastalığın yayılmasında başarısız buluyorum, çünkü geç müdahale edildiği için, yetersiz kalındığını düşünüyorum.
– Sizce, Covid-19’tan sonra, “Artık Hiçbirşey Eskisi Gibi Olmayacak ” görüşleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan da başta olmak üzere ve ilk resmen 11 Mart 2020’de açıklanır açıklanmaz, devletin zirvedeki isimlerinden toplumun her kesimine bu söz yaşamımıza yerleşmiş oldu. Ancak bunun ne olabileceğine yönelik öngörülerde ciddi bir eksiklik var. O nedenle, sizce bundan ne anlamalıyız? Hem bireysel-aile -şehir-toplumsal yaşam açısından, hem ülke hem de dünya genelinde? Ve siz Covid-19 ‘dan sonra nasıl bir yaşam öngörüyorsunuz? Temel değişiklikler neler olacaktır? Başka bir deyişle, Covid-19 sonrası veya Covid-19’lu bir dünyada, artık daha insanı, demokratik ve kişisel gelişmelerin esas olduğu bir ülke ve dünyayı mı yoksa daha diktatör ve Orta Çağı aratmayacak bir geriye dönüşümü mü öngörüyorsunuz?
Bence hiçbirşey eskisi gibi olmayacak uzun bir süre. Şöyle ki;
Sosyal devletin önemi ortaya çıkacak.
Din/müslümanlık reforma uğrayacak.
Demokrasiden çok, tek adam liderliği öne çıkacak.
Toplum ve birey sağlığı devlet tarafından sürekli gözetilecek.
İnsan hakları ve demokrasi, çok da önemli olmayacak.
Avrupa Birliği dağılacak.
Tüm devletler bilim ve ve teknolojide önder bir ülke etrafında önderliği kabul edecek..ki bu muhtemelen Amerika olacak.
Ekonomik sorun çözümü için ise “heryol mübah” olacaktır.
– Haziran ayı ile birlikte ve özellikle de ekonomik baskıların getirdiği gevşetilme ile birey, aile ve toplum olarak en çok nelere dikkat etmeliyiz? Yeri gelmişken, Covid-19 ‘a yakalanıp iyileşen hastalıklarda, bu virüs kalıcı izler bırakıyor mu? Bırakıyorsa bunlar nelerdir?
Elbette gevşemeler oluyor ve daha da olacaktır birçok konmuş önlemlerde. Ama yine de tedbiri elden bırakmamak yani; İzolasyona, el yüz hijyenine, sosyal mesafeye dikkat edilmeli, toplu ortamlardan mecburiyetiniz olmadığı sürece keyfi olarak katılımdan kaçınmanızı öneririm. Kaçınılmaz durumlarda ise maskenin kullanımına topluluk içinde devam edilmelidir. Hastalığı geçirmiş olanlarda akciğer tutulumu nedeniyle, ileride kalıcı hasarlar olabilir ama şimdilik bunu değerlendirebilecek yeterli tıbbi veriye maalesef sahip değiliz.
– Sonsuza kadar gönüllü ya da zorunlu ev hapislerinde tutulamayacağımıza göre ve buna 65 yaş üstü de dahil, konunun uzmanı doktor ve bilim adamı olarak, yaşamı dondurmadan ve insani, psikolojik değerlerimizi de çok baskılamadan, bu süreci bu noktadan sonra nasıl karşılamalıyız? Ya da, günlük sosyal yaşantılarımıza nasıl yeniden karışalım?
Tabii ki yasağın gevşetilmesi daha ziyade ekonomik kaygılardandır. 65 yaş üstü ve 20 yaş altı sokağa çıkma yasağının diğer ülkelerde uygulanmamış olmasına rağmen, bizdeki rakamlar konusunda ne derece fayda sağladığı kesin olarak bilinmemektedir.
Günlük yaşam elbetteki devam edecek ama daha önce de belirttiğim gibi maske, izolasyon, mümkün olduğunca topluluklara girmemek, dikkat etmemiz gereken konular olacaktır.
– . –
Opr. Dr. Levent Denis Şekerel kimdir?
1962 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Massachusetts eyaletinde doğdu. 1981 de Avusturya Erkek Lisesini, 1987 de Edirne Tıp Fakültesini bitirdi. 2 yıl Düzce’de mecburi hizmet ertesi, 1 yıl Kartal Eğitim ve Araştırma Hastahanesinin Acil bölümünde çalıştıktan sonra, Beyoğlu Eğitim Araştırma Hastanesi Üroloji Kliniğine girdi. 1998 de ise Üroloji Uzmanı oldu. Bu yıldan itibaren de, Haseki Eğitim Araştırma Hastanesi Üroloji kliniğinde çalışmaktadır.
https://www.centerforhealthsecurity.org/event201/videos.html
Demet Demirkaya’nın TurkishLibrary.Us sitesindeki diğer yazıları
Sosyal Medya: @demetdemirkaya | @lightmillennium | lightmillennium
LinkedIn @The Light Millennium @turkishlibrarymuseum #TurkishLibraryMuseum
The US Turkish & Library Museum (TLM) web sitesi, The Light Millennium kuruluşu bünyesindedir (2001, New York). Bu sitede ki yayınlar, etkinlik ve bülten içerikli yayınlar hariç, yazılı izin alınmadan kopyalanamaz-çoğaltılamaz. Teşekkür ediyoruz. TLM.