I Ocak 2021, Seferihisar Güncesi – 1 | Yazı ve fotoğraf: Bircan Ünver, TurkishLibrary.us
Sevgili dostlar ve okurlar
Seferihisar’dan 2021’in ilk gününden merhaba…
20 Nisan 2020’de New York’a dönüş biletim vardı, dönemedim ve halen Türkiye’deyim…
Ne geçen yaz Türkiye’de olmayı, ne de 2021’e Türkiye’de girmeyi düşünmüştüm…
Bu iki kritik bireysel tarihte belirleyici olan ise ne benim düşündüğüm, ne de planladığım oldu!
Çünkü, yaşam her zaman bizim planlarımızdan, hatta öngörü ve düşlerimizden ve kabuslarımız ve de korkularımızdan çok daha ötelerde bir yerlerdedir…
27 Şubat 2020’de New York’tan İstanbul’a gelişimde, 20 Nisan 2020’de New York’a dönemeyişimde, doğrudan benim isteğim veya planım değil sadece yaşamın bana bir dayatması olmuştur… Ve bu dayatma, “uzatmaları” oynama halinde Covid-19 ile birlikte, aynı gerekçeyle ertelenmekte olan başka şeylerle birlikte halen devam etmektedir…
İşte bu noktada, madem Türkiye’de bir süre kalacağım…O zaman uzun bir süredir yayınlamayı düşündüğüm kitabım üzerinde çalıştım ve sonuç itibariyle “Bin Yıl Daha…” kitabım, IşıkBinyılı.Org Derneğinin de ilk basılı kitabı olarak İstanbul’da Ekim 2020’de yayınlandı…
Bu dönemi sadece korkulara yenik düşerek geçirmiş ya da New York’a 20 Nisan’da dönmüş olabilseydim, bu kitabım da 2020’de yayınlanamayacaktı!
* * *
Şimdi bu noktada, genel algı ve propogandanın tersine, belki de yeni kitabım “Bin Yıl Daha…”nın yayınını, öncelikle J.U.C.’ye ve aynı zamanda, Covid-19’a borçlu olduğumu tereddütsüz söyleyebilirim…
Bu kitap, 20 yıllık bir dönemi kapsayan düşünsel çalışma ve farklı mücadelerden bir kesiti sunuyor…
Sonuç itibariyle kitap yayınlandı yayınlanmasına ancak, Covid-19’un bu kez olumsuz etkisiyle, kitaba ilişkin ne bir tanıtım ne de bir kitap fuarına katılım gündeme gelebildi…
New York’a dönüş süresi uzadıkça, bir taraftan orada aksayan ve ertelenmiş olan “The Light Millennium”a ilişkin proje ve programların ağırlığı altında ezilirken, diğer taraftan da Türkiye’deki süreci herşeye rağmen ve olabildiğince verimli değerlendirmeye çalışıyorum…
Bu bağlamda, İstanbul’da bir anlama konsantrasyonun çok düştüğu diğer taraftan “yeni norm“lar kategorisinde sadece sosyal hayatın değil neredeyse yaşamın kendisinin sıfırlanmış olduğu bir dönemde; bir çözüm ararken ve çözüm üretemeyip çözümsüzlük labirentlerinde kayboluyor hissine kapılmış olduğum bir anda, kızkardeşim Gülcan, imdadıma yetişti…
Daveti üzerine ve aile içi bir koordinasyon ve özel araç ile 11 Aralık 2020’de kızkardeşim’in Seferihisar’da ki evine geldik…
İlk defa, bir kış mevsiminde İzmir’de bulunuyorum..
İlk kez doğanın muhteşem güzelliği ve veriminin koronaya hiç de aldırmadığına birinci elden tanıklık ediyorum…
Mandalina bahçelerinde ve ağaçların en tepe dalları arasındaki turuncu-olgunlaşmıs ve parlak renkli mandalinaların yerlere kadar salkım-saçak görkemli güzelliği, doğanın ancak bir taklitçisi –belki de çoğu zaman kötü bir taklitçisi– olmaktan biz, insanlığın çok da öteye gidememiş ya da gidemiyor olduğumuzu düşündürdü…
Hani öyle bir dönemden geçiyoruz ki, neredeyse, korona salgınına “Covid-19″a hiç değinmeden, etkisi altında kalmadan tek bir cümle kurmak mümkün değil…
Bu dönemde başka hiç bir düşünce, duygu, proje ve/veya an’ı neredeyse konuşamaz hale geldik ve de getirildik…
Bu çok soyut tanım, neredeyse 2020’nin bir özetidir de…
Eğer yeryüzünde tüm medya kanalları tek bir koro halinde hareket ediyor ise ve başka ses ve görüşlere de ya fırsat vermiyor ya da şu veya bu şekilde farklı görüşleri ifade edenler tacize uğratılıyor ya da hastalık ötesi sürekli bir korku pompalanmakta ise, bunda temelde “hastalıktan öte” küresel bir sorun, hedefi kamufle edilmiş sistematik bir manipulasyon ve algı operesyonu vardır!
Bu algı operesyonlarının hedefi ya da kurbanı olmadan, sağlıcakla, mutlulukla, sevgi, barış ve ışık içinde güzel bir yıl dileğiyle…
_ . _
– Seferihisar, İzmir, 1 Ocak 2021, www.turkishlibrary.us
https://turkishlibrary.us/category/authors-yazarlar/bircan-unver/